Çanakkale ilinde 4 bin hektarlık alanı etkileyen yangının ardından, etkilenen hayvanlar için Cumhurbaşkanlığına ve Tarım ve Orman Bakanlığına yazı yazarak Çanakkale ilinin Anadolu tarafında 2023-2024 yıllarını kapsayacak şekilde avcılığın tamamen yasaklanmasını talep ettik. Sn. İbrahim Yumaklı, Tarım ve Orman Bakanı Malumlarınız üzere, Çanakkale ilimizde 4 bin hektarın üzerinde alanımız yandı ya da zarar gördü. Yanan alan ve etkilediği yakın çevresinde bulunan hayvanlardan
Günlerdir Akbelen ormanlarında bir doğa katliamı yaşanıyor. 08 Ağustos 2023 günü saat 15.00’de TBMM Akbelen ormanlarında yaşanan doğa katliamını görüşmek üzere toplanacak. Doğaya Güç Kat Ağı olarak, Akbelen ormanları ve yakın çevresinde yapılan bilimsel çalışmalardan da yararlanarak Doğaya Güç Kat Ağı’nın görüşünü oluşturulan görüş metni aşağıdaki ön yazı ekinde siyasi partilerin grup başkanlarına, grup başkan vekillerine, çevre ve doğa politikalarından
“Güçlü sivil toplum etkin doğa koruma” sloganıyla yola çıkan Doğaya Güç Kat Ağı Yürütme Kurulu toplantısı gerçekleştirildi. Türkiye’nin farklı kentlerinde çevre ve doğa koruma alanında çalışan 65 sivil toplum kuruluşunun 2021 yılında bir araya gelerek kurduğu Doğaya Güç Kat Ağı’nın 9’uncu Yürütme Kurulu toplantısı yüz yüze gerçekleştirildi. Her bölgenin temsilcisinin katıldığı toplantı 29-30 Temmuz 2023 tarihlerinde Eskişehir’de yapıldı. Yürütme Kurulu
Son zamanlarda hepimizin önüne “Akdeniz’de balina” haberleri düşmüştür. Özellikle haziran ayı boyunca ülkemizin gündemi meşgul eden bu haberler vatandaşlarımız için oldukça ilgi çekici, merak uyandırıcı idi. Sürekli olarak belgesellerde gördükleri bu balinaların canlısıyla “evlerinin” önünde karşılaşıyorlardı. Evet Kaşalot balinaları Akdeniz’deydi. Birçok insan için şaşırtıcı olsa da Kaşalot balinaları bu bölgeye yeni gelmemişlerdi. Ülkemiz sularında özellikle Kaş – Fethiye arasında belli
Doğaya Güç Kat Ağı’nın Doğa Danış Birimi kapsamında, Van Barosu Çevre Komisyonu ve Van Çev-Der iş birliği ile 17 Temmuz’da “Van Gölü Havzasındaki Sulak Alanlar ve Bölgedeki Çevre Sorunlarının Hukuki Açıdan Değerlendirilmesi” başlıklı toplantı gerçekleştirildi. Van Barosunda düzenlenen toplantıya Doğaya Güç Kat Ağ Koordinatörü Osman Erdem, Van Baro Başkanı Sinan Özaraz, Van Çev-Der Başkanı Ali Kalçık, çeşitli illerden gelen çevre
Çölleşme yeryüzünün en önemli sorunlarının başında geliyor. Dünya Gıda ve Tarım Örgütü verilerine göre her yıl 6 milyon hektar alan çölleşmekte, dünyadaki orman varlığı yılda yaklaşık 7,3 milyon hektar azalmaktadır. Küresel ısınmave iklim değişikliğinin olumsuz etkilerinin daha da arttığı günümüzde çölleşme ile mücadelenin önemi daha da artmaktadır. Kuraklık ve çölleşmenin etkilerini azaltmak amacıyla 17 Haziran 1994’te Birleşmiş Milletler Çölleşmeyle Mücadele Sözleşmesi imzaya açılmış ve
Doğaya Güç Kat Ağı, Dünya Çevre Günü’nde toplumun tüm kesimlerini sorumlu davranmaya ve harekete geçmeye davet ediyor!Çevrenin korunması için farkındalık yaratılması ve eylemlerde bulunulması amacıyla her yıl 5 Haziran’da Dünya Çevre Günü düzenleniyor.Bu yıl 5 Haziran Dünya Çevre Günü teması “plastik kirliliği”.Çevre sorunları ve doğa üzerindeki baskı her geçen gün daha da artıyor. Günümüzde, küresel iklim değişikliğinin olumsuz etkileri, doğal
Türkiye’de doğanın korunmasına gönül vermiş sivil toplum kuruluşlarının oluşturduğu Doğaya Güç Kat Ağı büyüyerek çalışmalarına devam ediyor. Türkiye’nin farklı bölgelerinden gelen Ağ üyeleri, 4. Genel Kurulda 3-4 Haziran 2023’te Ankara’da toplandı. İki gün süren toplantıda, geçmiş aylarda yapılan faaliyetler değerlendirildi, doğa koruma alanında bölgesel olarak sürdürülecek çalışmalar tartışıldı ve üyeler ekolojik restorasyon konusunda uzmanlar tarafından bilgilendirildi. 5 Haziran Dünya Çevre
“Ramsar Sözleşmesi”olarak bilinen “Uluslararası Sulak Alanların Korunması Sözleşmesi” 2 Şubat 1971 yılında imzaya açılmıştır. 1998 yılından bu yana her yıl Ramsar Sözleşmesi’nin imzaya açıldığı gün olan 2 Şubat’ta sulak alanların önemini kamuoyu ile paylaşmak ve koruma çalışmalarını daha etkin kılmak için çeşitli etkinlikler düzenleniyor. Bu yıl 2 Şubat Dünya Sulak Alanlar Günü, Avrupa Birliği tarafından desteklenen ve Doğa Araştırmaları Derneği’nin
Ramsar Sözleşmesi (Özellikle Su Kuşları Yaşama Ortamı Olarak Uluslararası Öneme Sahip Sulak Alanlar Hakkında Sözleşme) sulak alanların korunması ve sürdürülebilir kullanımını sağlamayı amaçlayan uluslararası bir sözleşmedir. Sözleşme adını, 2 Şubat 1971 tarihinde İran’da imzaya açıldığı şehir olan Ramsar şehrinden almaktadır. Türkiye, Sözleşme’ye 1994 yılında taraf olmuş; sulak alanların önemine ve korunmalarının gerekliliğine inandığını, sınırları dahilindeki sulak alanları koruyacağını ve akılcı
Diyarbakır Çevre Gönüllüleri Derneği
Doğa Araştırmaları Derneği
Hemşin Yaşam Derneği
Natura Doğa ve Kültür Koruma Derneği
Antakya Dost Derneği
Toy Gençlik Derneği
Hemşin Yaşam Derneği
Koza Dağcılık, Kültür-Sanat ve Spor Kulübü Derneği
Toy Gençlik Derneği
Natura Doğa ve Kültür Koruma Derneği
Natura Doğa ve Kültür Koruma Derneği
Diyarbakır Çevre Gönüllüleri Derneği
Doğu Akdeniz Araştırma Derneği
Antakya Dost Derneği
Antakya DOST
Toy Gençlik Derneği
Doğa Araştırmaları Derneği
Doğa Araştırmaları Derneği
Doğu Akdeniz Araştırma Derneği
Doğa Araştırmaları Derneği
Doğa Araştırmaları Derneği
Lorem ipsum dolor sit amet, consectetuer adipiscing elit. Aenean commodo ligula eget dolor. Aenean massa. Cum sociis
DirectorEnvironmental
Lorem ipsum dolor sit amet, consectetuer adipiscing elit. Aenean commodo ligula eget dolor. Aenean massa. Cum sociis
FounderEnvironmental
Lorem ipsum dolor sit amet, consectetuer adipiscing elit. Aenean commodo ligula eget dolor. Aenean massa. Cum sociis
CEOEnvironmental
Son zamanlarda hepimizin önüne “Akdeniz’de balina” haberleri düşmüştür. Özellikle haziran ayı boyunca ülkemizin gündemi meşgul eden bu haberler vatandaşlarımız için oldukça ilgi çekici, merak uyandırıcı idi. Sürekli olarak belgesellerde gördükleri bu balinaların canlısıyla “evlerinin” önünde karşılaşıyorlardı. Evet Kaşalot balinaları Akdeniz’deydi. Birçok insan için şaşırtıcı olsa da Kaşalot balinaları bu bölgeye yeni gelmemişlerdi. Ülkemiz sularında özellikle Kaş – Fethiye arasında belli
Ormanlarımız; toprağımızın, suyumuzun, havamızın kısacası geleceğimizin garantisi! Bu nedenledir ki Anayasamızın 169’uncu maddesinin 2’nci fıkrası ile Devlet ormanlarının mülkiyetinin devrolunamayacağı, devlet ormanlarının devletçe yönetileceği ve işletileceği; ormanların zamanaşımı ile mülk edinilemeyeceği ve kamu yararı dışında irtifak hakkına konu olamayacağı hükme bağlanmıştır. Bu hükme rağmen Orman Kanunu’nun 16, 17, 18 maddelerin uygulanmasına ilişkin çıkarılan yönetmeliklerinde “Kamu yararı ve zaruret bulunması halinde”
Bulunduğu bölgenin su rejimini ve iklimini düzenleyen Van Gölü, ülkemizin en büyük gölü. Küresel iklim değişikliğinin kontrolüne katkı sağlıyor, sunduğu katma değerle ve turizm imkanlarıyla bölge ve ülke ekonomisine önemli katkılar sağlıyor, gelecekte bu katkının çok daha yüksek düzeyde olacağı bekleniyor. Van Gölü Havzası’nda Van Gölü dahil, irili ufaklı 36 doğal sulak alan bulunuyor. Ramsar Sözleşmesi tarafından “Uluslararası Önem Sahip
Sulak alanlar, yeryüzünün en değerli alanlarının başında geliyor. Tropikal ormanlarla birlikte yeryüzünün en fazla biyolojik üretim yapan ekosistemleri ve çok zengin biyolojik çeşitliliğe sahipler. Bulundukları bölgede ekolojik dengenin sağlanmasında önemli rolleri var; su rejimini düzenliyor ve iklimi yumuşatıyorlar. Küresel düzeyde iklim değişikliğinin kontrolünde önemli katkılar sağlıyorlar. Uzmanlar, sulak alanları iklim değişikliğine karşı doğanın mucizesi olarak tanımlıyorlar. Dünyadaki karbonun %40’ı sulak
Doğa, 7 yaşında bir “Doğa Koruyucusu”, aynı zamanda DMAD-Deniz Memelileri Araştırma Derneği’nin en genç, en tutkulu, en hayalperest araştırmacısı. Doğa doğduğundan beri teknelerde annesi ile birlikte Türkiye’nin yunus ve balinalarını araştırıyor ve koruma çalışmalarına katılıyor. Küçük olduğuna bakmayın, aynı zamanda iyi bir deniz adamı, denizin ve rüzgârın anlattıklarını duyabilen. Doğa, isminin ifade ettiklerinin ve onun gücünün farkında.
Defne Ürker Size üç kız kardeşi çizdim: mısır, fasulye ve kabak kardeş bitkilerdir. Mısır, fasulye ve kabağı birbirine yakın ekerseniz, mısır fasulyenin sarıldığı çubuk, fasulye toprağa ve diğer bitkilere besin, kabak ise yere yayılarak örtü olur. Böylece bütün bitkiler kardeşçe birbirini destekler. Biz de bu bitkileri birbirine yakın ektiğimizde doğayı korumuş oluruz.
Aslı Acar Kaya – Ali Kaya NATURA Doğa ve Kültür Koruma Derneği Sizi ve Akantus Art’ı tanıyabilir miyiz? Merhaba, biz Aslı ve Ali. Ali, Kimya ile Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Teknikeri. Ben ise Arkeoloji öğrenimime devam etmekteyim. Akantus Art oluşumunu kurma önceliğimiz Anadolu’nun biyoçeşitliliğinin tanınması ve korunması için bilimin ışığında sanat çalışmaları yapmak. Bunun yanı sıra yüzlerce bitki türünden kendi
Yankı Çokçalışkan Ben bir Kırsal Çevre ve Ormancılık Sorunları Araştırma Derneği’nin çocuk gönüllüsü olarak doğayı seviyorum ve koruyorum. Annem ve babam ile ormanların araştırılması projelerine katkıda bulunuyorum. Onlar ile birlikte ardıç ormanlarına gittim ve ağaçların fiziksel özelliklerini ölçtüm. İnsanların doğayı korumasının nedeninin, doğanın insanlara olan yararları olduğunu düşünüyorum. Bazı insanlar doğaya zarar vermeyi tercih ediyorlar. Ama bu doğru yol değil
Mert Haskan Doğaya Dönüş Gençlik ve Spor Kulübü Derneği Merhabalar, gönüllü 1. sıfat Bir işi yapmayı hiçbir yükümlülüğü yokken isteyerek üstlenen: “Yabancı dil bildiği için de Kore’ye gönüllü olarak göndermeye kalkmışlardı.” – Çetin Altan 2. sıfat Çok istekli: “Bu ilginç resimden yola çıkarak yaratacağı öykünün içine gönüllü olarak balıklama daldı.” – İnci Aral 3. isim Seven kimse veya sevgili. TDK’ya göre gönüllü yukarıdaki gibi, doğa gönüllüsü de hiçbir yükümlülüğü yokken
Figen ANT – Osmaniye’ye Git Derneği Yaşar Kemal’in kitaplarına konu olan, binbir renkli bitkilere ev sahipliği yapan ve türlü hayvana yuva olan o bereketli topraklar… Çukurova! Nice insanı, hayvanı, bitkiyi, anıyı, şehri, mücadeleyi barındıran Çukurova; adını anınca dahi yüzüme bir tebessüm kondurur. Ülkenin başkentinde sıradan bir gün yaşarken, şehirden beklemeyen bir sıcakla anmıştım mesela o gün Çukurova’yı. Anmakla kalmamış üstüne
Doğaya Güç Kat Projesinden haber almak için e-bülten üyeliğinizi onaylayabilirsiniz.
Kişisel verileriniz, Aydınlatma Metni ve Rıza Beyanı kapsamında işlenmektedir. Formu doldurarak Aydınlatma Metni‘ni okuduğunuzu ve kabul ettiğinizi onaylıyorsunuz.
Doğaya Güç Kat Projesi, Türkiye’de yerel düzeyde çevre ve doğa koruma alanında faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarının karar verme süreçlerine katılımını artırarak sivil toplum ve aktif vatandaşlığın güçlendirilmesine katkıda bulunmak hedefiyle Avrupa Birliği tarafından desteklenmektedir.
Copyright © 2020.