2 ŞUBAT DÜNYA SULAK ALANLAR GÜNÜ – SONUÇ BİLDİRGESİ

Bulunduğu bölgenin su rejimini ve iklimini düzenleyen Van Gölü, ülkemizin en büyük gölü. Küresel iklim değişikliğinin kontrolüne katkı sağlıyor, sunduğu katma değerle ve turizm imkanlarıyla bölge ve ülke ekonomisine önemli katkılar sağlıyor, gelecekte bu katkının çok daha yüksek düzeyde olacağı bekleniyor.

Van Gölü Havzası’nda Van Gölü dahil, irili ufaklı 36 doğal sulak alan bulunuyor. Ramsar Sözleşmesi tarafından “Uluslararası Önem Sahip Sulak Alanları Belirlemek” için 9 kriter belirlemiş durumda. 9 kriterden sadece birini karşılayan sulak alan uluslararası öneme sahip sulak alan olarak tanımlanmak için yeterliyken Van Gölü, 9 kriterden 8’ini karşılamaktadır. Van Gölü Havzası’nda yer alan irili ufaklı sulak alanlardan pek çoğu, ayrı ayrı uluslararası öneme sahip sulak alan ve önemli kuş alanı özelliklerini bünyesinde barındırıyor. Ramsar Sözleşmesi’nin 9 kriterinden 2’si balıklarla ilgili. Van Gölü ve bağlantılı akarsulardan bir kısmı Ramsar Sözleşmesi balık kriterleri bakımından Uluslararası Öneme Sahip Sulak Alan özelliği taşımakta.  Bunun sebebi Van Gölü’nde yaşamını sürdüren inci kefali.

Van Gölü ve çevresindeki sulak alanlar, Kıyı Kanunu ve Çevre Kanunu’na aykırı uygulamalar nedeniyle meydana gelen habitat tahribi, çevredeki yerleşim alanlarından gelen evsel atıklar nedeniyle su kalitesinin bozulması, dönemsel kuraklık ve küresel iklim değişikliğinin etkisiyle meydana gelen su çekilmesi, gölü besleyen akarsular üzerine yapılan HES’ler, bazı alanlardaki yoğun insan faaliyetleri, yoğun yasa dışı avcılık nedeniyle tehdit altında. Van Gölü’nün sağlıklı bir şekilde gelecek kuşaklara aktarılması için bu tehditleri ortadan kaldıracak tedbirlerin alınmasını ve ilgili kurum ve kuruluşlardan aşağıda belirtilen önerilerin ivedilikle uygulanmasını talep etmekteyiz.

1) Van Gölü Havzası’nda bulunan 36 doğal sulak alandan 13’ü Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünün Ulusal Sulak Alan Envanteri Yönetim Bilgi Sistemi’nde yer almamaktadır. Bunlar; Alman Kampı Göleti, Altınboğa Gölü, Başeğmez Sazlıkları, Çaçan Gölü, Çakırbey Sazlığı, Çaldıran Sazlıkları, Çırakköy Ovası, Çilli Gölü, Çimenova Göletleri, Değirmigöl, Edremit Sazlıkları, Elaçmaz Gölü, Göründü Deltası, Gövelek Gölü, Hıdırmenteş Gölü, Kazlı Gölü, Kepir Ovası, Süphan Gölü, Şemsettinköy Ovası, Tendürek Sazlıkları, Tuz Gölü, Van Sazlıkları, Yaylıyaka Sazlıkları ve Yeşilsu Sazlıkları’dır.

Bu alanlar sisteme dahil edilmeli, söz konusu alanlarda tescil ve değerlendirme çalışmaları tamamlanmalı, koruma değerleri bakımından öncelikli ve tehdit altındaki alanlar uygun koruma statüsüyle değerlendirilmelidir.

Van Gölü çevresindeki 36 sulak alandan 15’ine doğal sit statüsü verilmiştir. Herhangi bir koruma statüsü olmayan ise 21 sulak alan bulunmaktadır. Bunlardan özellikle su kuşları açısından yaşama ortamı olarak önemi çalışmalarla belirlenmiş Edremit Sazlıkları, Gövelek Gölü, Yeşilsu Sazlıkları, Yaylıyaka Sazlıkları, Hasantimur Göleti, Alman Kampı Göleti, Çilli Gölü ve Tendürek Sazlıkları ivedilikle koruma altına alınmalıdır.

Şehrin hemen bitişiğinde yer alan Van Sazlıkları ve Edremit Sazlıkları’nın önemli kısmı yapılaşma, hava alanı ve yol yapımı vb. nedenlerle yok olmuştur. Doğal haliyle korunabilen çok az bir kısmı kalmıştır. Kalan kısmı bile yaban hayatı bakımından son derece önemlidir. Çünkü, nesli tehlikedeki türlerden dikkuyruk ördeğin %50’den fazlası, yaklaşık 20 çifti, Van Gölü Havzasındaki sulak alanlarda kuluçkaya yatmaktadır. Bunun 10 çifti, yani Türkiye’de üreyen dikkuyruk ördeklerin 4’te biri Edremit Sazlıkları’nda kuluçkaya yatmaktadır.

Her an yok olma tehlikesi altında olan EDREMİT SAZLIKLARI’nın sulak alan olarak tescili ivedilikle yapılmalı ve bu alanlara koruma statüsü verilmelidir.

Van ilinin nüfusu 1,5 milyona yaklaşmaktadır. Talebimiz hala doğal olarak kalan bu son parçanın, 1,5 milyonluk metropolün hemen bitişiğinde bulunan Edremit Sazlıklarının, çocuklarımızın doğayla buluşturulacağı bir eğitim alanı haline dönüştürülmesidir.

2) Van Gölü çevresinde DSİ verilerine göre mevsimsel veya sürekli akan 102 dere bulunmaktadır. Sulu derelerin hepsine inci kefalleri yumurtlamak için girmektedir.

Diğerlerine göre debisi yüksek olan bu akarsulardan Bendimahi Çayı, Zilan Çayı, Deliçay, Karmiş Çayı ve Karasu çayı inci kefalinin Van Gölü’ndeki varlığını sürdürmesi bakımından hayati öneme sahiptir.

Gölü besleyen akarsulara yapılacak yanlış müdahaleler, inci kefalinin yeryüzünden tamamen yok olmasına dahi sebep olabilecek bir felakete yol açabilir. Bu nedenle

  • İnci kefalinin korunması için önlemler alınmalı; çayların debilerini düşürecek hiçbir faaliyete izin verilmemeli, çayların hepsine hassas ve kesin korunacak doğal sit alanı statüsü verilmelidir.
  • Bendimahi Çayı; Bendimahi Deltası ve Muradiye Şelalesi’ni de kapsayacak şekilde Ramsar Sözleşmesi Listesi’ne dahil ettirilmelidir.
  • Muradiye Şelalesi ülkemizin en önemli şelalelerinden biri ve mutlaka tabiat anıtı olarak değerlendirilmelidir.

3) Arin Gölü, dikkuyruk ördeklerin yeryüzündeki en önemli tüy değiştirme alanıdır. Ağustos ayında 1.100 civarında, 2021 yılı Kasım ayında ise 3.590 dikkuyruk ördek sayılmıştır. Bu sayı, türün dünya nüfusunun yarısına tekabül etmektedir. Bu sebeple türün varlığını sürdürmesi bakımından Arin Gölü hayati öneme sahiptir. Yine 2021 yılı Ağustos ayında tehlike altındaki türlerden elmabaş patka 38.000 birey sayılmıştır.

Bölgedeki diğer önemli kuş alanı Erçek Gölü’dür. Erçek Gölü flamingolar için Van Gölü Havzası’ndaki en önemli alandır. Her yıl bölgede Flamingo Festivali düzenlenmektedir.

Kuş varlığı bakımından ülkemizin en önemli sulak alanları arasında yer alan Erçek Gölü ve Arin Gölü Ramsar Sözleşmesi Listesi’ne dahil ettirilmeli ve uygun koruma statüsü verilmelidir.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

Doğaya Güç Kat Ağı