Kanada’nın Montreal kentinde gerçekleştirilen Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi 15. Taraftarları Konferansı (COP15), 2023 hedefli bir anlaşma yoluyla hem biyolojik çeşitlilik kaybını önlemek hem de yaşam destek sistemlerimizi kurtarmak için belki de bir daha ele geçiremeyeceğimiz bir fırsat sundu.
5-19 Aralık 2022 tarihleri arasında Montreal’de düzenlenen BM Biyoçeşitlilik Sözleşmesi 15. Taraflar Konferansı’nın (#COP15) kapanışında kabul edilen “Kunming-Montreal Küresel Biyoçeşitlilik Çerçevesi”, dünyadaki doğa kaybını 2030’a kadar durdurmayı ve kaybettiklerimizi geri kazanmayı amaçlıyor.
Sözleşmeye taraf olan 190’dan fazla ülke geçen yıl Kanada’nın Montreal kentinde düzenlenen 15’inci konferansta tarihi bir anlaşmaya imza atmıştı. Yerküre üzerindeki karalar, okyanuslar ve canlı türlerini kirlilikten, bozulmaktan ve iklim krizinden korumak için imzalanan bu anlaşma Paris İklim Sözleşmesi’ne benzetilmiş ve “doğayla bir barış paktı” olarak nitelenmişti. Kunming-Montreal. Küresel Biyolojik Çeşitlilik Çerçevesi adını taşıyan anlaşma, gezegenin yüzde 30’unun 2030 yılına kadar koruma altına alınmasına yönelik taahhütler içeriyor.
Kanada’da yapılan BM Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi 15. Taraflar Konferansı’na Çin başkanlık etmişti.
2024 yılında gerçekleşecek 16. Taraflar Konferansı (COP16), bu süreçte hem taraf ülkelerdeki ilk uygulamaların gözden geçirileceği küresel platform olması, hem de ülkemizin ulusal ölçekte atacağı adımların sergilenmesi açısından özel bir önem taşıyordu fakat Türkiye, 2024 yılında Türkiye’de yapılması öngörülen Birleşmiş Milletler (BM) Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi 16. Taraflar Konferansı’na (COP16) ev sahipliği yapamayacağını bildirdi. Hükümet, konferans başkanlığından çekilme kararına gerekçe olarak Şubat 2023’te meydana gelen ve ülkenin birçok ilinde büyük can ve mal kaybına yol açan depremleri gösterdi.
BM Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi (CBD), internet sayfası üzerinden yayınladığı mektupta, Ankara’nın toplantıya başkanlık yapmaktan “Şubat 2023’te meydana gelen üç yıkıcı depremin yarattığı zorunlu durum” nedeniyle çekilme kararı aldığı ve Türkiye’nin karardan dolayı “üzüntülerini dile getirdiği” belirtilerek, diğer ülkelerden devreye girmeleri için teklif isteneceği kaydedildi. Konferansın 21 Ekim-1 Kasım tarihleri arasında düzenlenmesi öngörülüyordu.