Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi’nin (BÇS) metninin 22 Mayıs 1992’de kabul edilişini anmak ve sözleşmenin, protokollerinin ve ilgili eylem çerçevelerinin uygulanması için geniş çaplı desteğin sağlanması amaçlı her yıl farklı temalarla “Uluslararası Biyoçeşitlilik Günü” 22 Mayıs’ta kutlanmaktadır. 2025 yılının teması “Doğayla uyum ve sürdürülebilir kalkınma” olarak belirlenmiştir. 2025 teması ile, dünyanın dikkatini, yakın
29 Nisan 2025 tarihinde çevrim içi olarak gerçekleşen Doğaya Güç Kat Ağı Genel Kurulu’nda, Türkiye’nin dört bir yanından Ağ üyeleri, STK temsilcileri, doğa severler çevresel tehditleri, yerelde yürütülen mücadeleleri ve dayanışma gerekliliklerini ortaya koymuştur. Bu bildiri, genel kurulda dile getirilen bölgesel deneyimlerin ortaklaştırıldığı bir çağrıdır. Türkiye’nin doğasındaki tahribat, her bölgede farklı
Doğaya güç katan insanların hikâyeleri, sadece bir bölgeyi değil, tüm dünyayı umutla sarıyor. Bugün, Antalya’da uzun yıllar doğa mücadelesi vermiş değerli bir ismi, emekli öğretmen Saliha Altın’ı konuk ediyoruz. Hem doğaya olan sevgisinin kaynağını hem de yıllar süren çevre mücadelesini kendisinden dinliyoruz. 1. Sizi kısaca tanıyabilir miyiz? Dernekle nasıl tanıştınız ve
Türkiye’nin geleceğini şekillendirecek önemli yasal düzenlemelerden biri olan İklim Kanunu teklifi, sürdürülebilir kalkınmayı desteklemek ve 2053 Net Sıfır Emisyon Hedefi’ne ulaşmak adına atılmış önemli bir adımdır. Ancak, iklim krizi ile mücadelenin başarısı, yalnızca ekonomik göstergelere odaklanan yaklaşımlarla değil, aynı zamanda bilimsel gerçekler ve doğa temelli çözümlerle mümkün olacaktır. Doğaya Güç Kat
Plastik kirliliği, yeryüzünün doğal dengesini koruma kapasitesini aşma noktasına gelmiş ve çevre üzerinde kalıcı etkiler oluşturacak tehlike boyutuna ulaşmıştır. Yıllık üretimi 450 milyon tonu bulan plastikler, kullanım sonrası kısa süre içerisinde atık haline gelerek ya çevreye gelişigüzel karışmakta ya da yanlış atık yönetim uygulamaları sonucu farklı formlara dönüşerek, çevre ve
Bugün 22 Mart, “Dünya Su Günü” 1992 yılında Brezilya’nın Rio de Janeiro kentinde yapılan Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma Konferansı’nda (UNCED) “22 Mart” Dünya Su Günü olarak kabul edildi. 1993 yılından bu yana her yıl hemen bütün ülkelerde suyun önemi, korunması, iyileştirilmesi ve tüm canlıların yeterli ve kaliteli suya erişimi sağlayabilmesine
Avrupa Birliği tarafından desteklenen “Doğaya Güç Kat” projemizin sonuna geldik. Ancak, bu bir kapanış değil. Türkiye’de doğa koruma alanında faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşları (STK) olarak paylaşmaya ve iş birliğine devam edeceğiz. Projemiz kapsamında tüm Türkiye’yi gezdik, STK’lar ve kurumlar ile tanıştık, doğa koruma alanında yapılanları ve ihtiyaçları, ayrıca yasal hakkımız
2020 yılında AB Delegasyonundan aldığımız hibe ile yola çıktığımız projemiz hem bizlere hem derneklere çok şey kattı. 2018 yılında GEF-SGP desteği ile yaptığımız Güçlü Sivil Toplum Etkin Doğa Koruma (GST-EDK) Projesinde kazandığımız deneyim, gördüğümüz ihtiyaçlar ile birlikte ülkemizde yerel de sivil toplumun güçlendirme ihtiyacı, mevcut komisyonlardaki katılımdaki yetersizlik ve iletişim kopukluğumuz
“Tiny house” olarak literatüre girmiş olan küçük evler minimal yaşam tarzını yansıtan, dolayısıyla geleneksel konutlardan daha küçük alanlarda yaşama imkanı sunan yapılardır. Dünya çapındaki karşılığına bakıldığında bu yapıların 37 m² (400 ft²) kapalı taban alanını geçmeyen sabit veya taşınabilir nitelikte yapılar olduğu görülmektedir (Shearer ve ark., 2018). Mobil olan küçük evler