Gökhan Ergan
Doğu Akdeniz Araştırma Derneği
Size, Doğaya Güç Kat Ağı’nın ne için kurulduğunu ve neye vesile olabileceğine dair bir hikaye anlatmak istiyorum. İçinde, bir oyun barındıran ve bu oyuna inanarak çıktığımız yolda, doğru bir iş yaptığımıza dair güven veren bir hikaye.
Doğa, bir çok insanının anlamaya çalıştığı canlılar ve cansızlar arasındaki karmaşık ilişkiler ağının tümüne verilen kavram olabilir. Bir ormanı düşünün mesela, algıladıklarımız nelerdir? Ağaç vardır, yeşildir, kuş uçar, rüzgarın serinliği, topraktaki bakterilerin kokusu, derenin sesi… Bunlar gibi birçok şeyi fark ederiz. Ama aralarındaki ilişkileri anlamaya çalıştığımızda işler biraz karışmaya başlar. Bu dağlarda ayı ve liken var, şu dağlarda yok, şu dağlarda ateş böceği ve kurbağa var, bu dağlarda yok.
Sahi, niye vardılar veya niye yoktular?
O dağlardaki ilişkiler ağında yerleri yok ya da eskiden vardılar ama biz geldik bir şey yaptık. Havayı kirlettik likenler yaşayamadı, her yeri doldurduk ayılar kaçtı, ateş böceği ve kurbağa da masallarda kaldı. Bunlara rağmen, bir ekosistemde ilişkiler ne kadar çoksa ve ne kadar karmaşıksa, o ekosistem daha dayanıklı ve daha kararlıdır. Kolay zarar görmez, görse de hızlıca toparlanır, zarar olduğunda yitip gidenlerin yerine yenileri gelir, ekosistem madde ve enerji dönmeye devam eder.
İşte bu ağın kurulmasına dair motive edici güç, ayılardan, likenlerden, ilişkilerden, zararlar karşısında dayanıklı ve dirençli olmak isteğinden gelmekte. Ne kadar çok ve çeşitli, o kadar karmaşık ve güçlü. İşte Doğaya Güç Kat Ağı ne kadar çok ve çeşitli olursa, o kadar karmaşık ve güçlü olacaktır.
Küçük Bir Hayal Oyunu
Aşağıda iki tane farklı doğal alan vardır (ya da iki tane farklı sivil toplum ağı) ve içinde de birçok canlı türü. Her bir harf ve rakam da bir canlı türünü temsil ediyor. Mesela, “1” ayı, “ğ” meşe ağacı, “e” yanardöner çiçeği, “ç” karınca….., diğer harfler ve rakamların hangi türler olacağı sizin hayal dünyanıza veya izlediğiniz belgesellerin miktarına kalmış. Orman olsun bu doğal alanlar da, hani şu akciğerlerimiz olanlarından. Sizce hangi doğal alan (sivil toplum ağı), daha karmaşık veya hangisi daha dayanıklı? Baktığınızda ilişkileri görebiliyor musunuz ?
Bunu anlamak için basit bir hayal etme oyunu oynayalım.
Bir gün, beyaz bir adam ormana gelsin, yürürken bir ağaça yaslansın. Beyaz adam hiç “ğ” türünü görmemiş, ilk kez görüyor, yakından bakıyor, “hımmm bunun dokusu çok sağlam, güzel yanar” diyor. Sonra başlıyor bütün “ğ” türünü kesmeye. Her hafta bir tane bireyini kesse, dert değil ama bir kere gelip hepsini alıp gitmek istiyor. Bir kere gelip tüm “ğ” bireylerini toplayıp gitse, çok karlı çıkacak bu işten.
Sizce, iki doğal alandan tüm “ğ”ler yitip gitse, iki alanın canlı sayısı, ilişkileri, karmaşıklığı ve direnci nasıl değişir. Hayal edin! Bir ormandasınız ve her şeyi görüyorsunuz.
Doğaya Güç Kat Ağı olarak doğanın korunmasında, ne kadar çok ve çeşitli olursak, ilişkilerimiz çoğalır, “ğ”ler ile “1”leri düşünenler bir araya gelir, güçlenir ve ormanı korumada yeni etkileşimler ortaya çıkar.
Şimdi Sıra Hikayede
Ağı kurmak için çalışmalara başladık, niyetimizi anlattık, gelin toplanalım, bölge bölge konuşalım dedik. Sağ olsunlar, duyan duymayana söyledi, bilen bilmeye bahsetti, toplaştık. Akdeniz ve Ege bölgeleri için yapılan toplantıya, bir çok sivil toplum örgütü katıldı. Biz de niyetimizi anlattık, gelenler dinledi sonra kendilerini ve yaptıklarını anlatılar.
Ege bölgesinden bir dernek yaşadıkları çevre sorunlarını ve buna karşı yaptıkları mücadeleyi anlatırken, bir diğer dernekten olan katılımcı “Bizde aynısını yaşadık” dedi. “Hatta o zaman sulak alanlar hakkında çalışan bir akademisyen tanımadığımız için, davaya yeterince hazırlanamakdık” dedi. O sırada toplantıda olan başka bir derneğin üyesi, “Ben sulak alanlar konusunda uzmanım, size destek verebilirim” dedi. Toplantıdaki geriye kalan insanlar, bu üç kişinin karşılıklı konuşmalarını dinlerken, bir ağ kendiliğinden oluşmaya başlamıştı. Birinin deneyimi, diğerinin ihtiyacına karşık geliyor, birinin uzmanlığı diğeri için can suyu oluyor.
İşte Doğaya Güç Kat Ağı bu etkileşimleri artırmak, karmaşıklaştırmak ve daha dayanıklı olmayı hedefliyor.