Plastik kirliliği, yeryüzünün doğal dengesini koruma kapasitesini aşma noktasına gelmiş ve çevre üzerinde kalıcı etkiler oluşturacak tehlike boyutuna ulaşmıştır. Yıllık üretimi 450 milyon tonu bulan plastikler, kullanım sonrası kısa süre içerisinde atık haline gelerek ya çevreye gelişigüzel karışmakta ya da yanlış atık yönetim uygulamaları sonucu farklı formlara dönüşerek, çevre ve insan sağlığı için risk oluşturmaktadır. Çevresel etkilerine bakıldığında ise gözle
Bugün 22 Mart, “Dünya Su Günü” 1992 yılında Brezilya’nın Rio de Janeiro kentinde yapılan Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma Konferansı’nda (UNCED) “22 Mart” Dünya Su Günü olarak kabul edildi. 1993 yılından bu yana her yıl hemen bütün ülkelerde suyun önemi, korunması, iyileştirilmesi ve tüm canlıların yeterli ve kaliteli suya erişimi sağlayabilmesine dikkat çekmek için çeşitli farkındalık çalışmalarıyla kutlanmaktadır. Dünya nüfusunun
2 Şubat 1971’de, İran’ın Ramsar kentinde ülkeler bir araya gelerek akarsuların, deltaların, göllerin, lagünlerin, sazlıkların, bataklıkların, turbalıkların kısacası sulak alanların korunması amacıyla hazırlanan uluslararası sözleşmeyi imzaya açmışlardır. 1997 yılından bu yana Sözleşmenin imzaya açıldığı gün olan 2 Şubat; “Dünya Sulak Alanlar Günü” olarak kutlanmaktadır. Sözleşmeye taraf olan 172 ülkenin kamu kurumları, yerel yönetimler ve sivil toplum kuruluşları tarafından sulak alanların
Akdeniz Tatlı Su Ekosistemleri İçin Donörler Girişimi (DIMFE) desteği ile başlattığımız “Balıkdamı Sulak Alanı’nda Doğa Temelli Çözümlerle Herkes İçin Sürdürülebilir Su” Projesi kapsamında Doğaya Güç Kat Ağı Yürütme Kurulu 30 Temmuz tarihinde Balıkdamı Sulak Alanı’nda arazi gezisi yaptı. İklim değişikliğinden en fazla etkilenen habitatlardan olan sulak alanlarıma iyi bir örnek olan bu alanda sorunlar yerinde görülmüş oldu. Yanlış su yönetimi
“Güçlü sivil toplum etkin doğa koruma” sloganıyla yola çıkan Doğaya Güç Kat Ağı’nın 7-8 Ekim tarihlerinde gerçekleşen Genel Kurulu’nda yapılan seçim ile Ağı’n Yürütme Kurulu yeniden belirlendi. Yapılan seçimin sonucuna göre Yürütme Kurulu asil üyeleri şu şekilde sıralanıyor; Doğu Akdeniz Bölgesi: Figen Ant Mezopotamya Bölgesi: Ali Kalçık/Lezgin Yalçın Has Karadeniz Bölgesi: Tuğba Yazıcı Güney Marmara Bölgesi: Tuğba Cebeci/İlker Topaloğlu Batı
Doğaya Güç Kat Ağı’nın Doğa Danış Birimi kapsamında, Kahramanmaraş ve Hatay’da Meydana Gelen Depremlerin Hatay’ın Çevre ve Su Kaynaklarına Etkileri: Sorunlar ve Çözüm Önerileri Toplantısı düzenlendi. Toplantı Hatay’ın Samandağ ilçesinde bulunan Ayhan Kara Vakfı’nın binasında gerçekleştirildi. Ağ Asistanımız Güler Bozok’un açılış konuşmasını yaptığı toplantı, Ağ üyemiz Antakya DOST Derneği Başkanı Dr. Samim Kayıkçı’nın konuşması ile devam etti. Kayakçı konuşmasında toplantıya
2019 yılında GEF- SGP’den alınan destek ile “Güçlü Sivil Toplum Etkin Doğa Koruma” projesine başladık. Amacımız doğa koruma kuruluşlarının daha etkin çalışabilmesi için gönüllü katılımını artırmak ve katılımcıların doğa koruma konusunda bilgi ve becerilerini geliştirmekti. Belirlediğimiz 5 pilot ilde 4 proje ortağı STK ile doğa koruma atölyeleri adıyla düzenlenen eğitimlerle katılımcıların bilgi ve becerileri artırarak kapasite gelişimi sağlamak ve doğa
Türkiye’de doğanın korunmasına gönül vermiş sivil toplum kuruluşlarının oluşturduğu Doğaya Güç Kat Ağı büyüyerek çalışmalarına devam ediyor. Türkiye’nin farklı bölgelerinden gelen Ağ üyeleri, 5. Genel Kurulda 7-8 Ekim 2023’te Ankara’da toplandı. İki gün süren toplantıda, geçmiş aylarda yapılan faaliyetler değerlendirildi, doğa koruma alanında bölgesel olarak sürdürülecek çalışmalar tartışıldı. Genel Kurul’un birinci gününde ağa yeni katılan STK’lar ile tanışılması ve tanışma,
Doğaya Güç Kat Ağı’nın Doğa Danış Birimi kapsamında, Eskişehir Çevre Koruma ve Geliştirme Derneği işbirliği ile Sivrihisar’ın Kaymaz Mahallesi ve Beylikova ilçesinde Koza Maden Şirketi’nin Eskişehir Sivrihisar ilçesi Kaymaz Mahallesi’nde yapmak istediği 3. siyanürlü atık barajına dikkat çekmek için “Doğaya Neşe Kat” başlığı ile bilgilendirme etkinliği düzenlendi. Eskişehir’in Sivrihisar ilçesindeki Koza Altın İşletmeleri tarafından, yaşam alanlarının yanı başında, siyanürlü üçüncü
Çanakkale ilinde 4 bin hektarlık alanı etkileyen yangının ardından, etkilenen hayvanlar için Cumhurbaşkanlığına ve Tarım ve Orman Bakanlığına yazı yazarak Çanakkale ilinin Anadolu tarafında 2023-2024 yıllarını kapsayacak şekilde avcılığın tamamen yasaklanmasını talep ettik. Sn. İbrahim Yumaklı, Tarım ve Orman Bakanı Malumlarınız üzere, Çanakkale ilimizde 4 bin hektarın üzerinde alanımız yandı ya da zarar gördü. Yanan alan ve etkilediği yakın çevresinde bulunan hayvanlardan
Diyarbakır Çevre Gönüllüleri Derneği
Doğa Araştırmaları Derneği
Hemşin Yaşam Derneği
Natura Doğa ve Kültür Koruma Derneği
Antakya Dost Derneği
Toy Gençlik Derneği
Hemşin Yaşam Derneği
Koza Dağcılık, Kültür-Sanat ve Spor Kulübü Derneği
Toy Gençlik Derneği
Natura Doğa ve Kültür Koruma Derneği
Natura Doğa ve Kültür Koruma Derneği
Diyarbakır Çevre Gönüllüleri Derneği
Doğu Akdeniz Araştırma Derneği
Antakya Dost Derneği
Antakya DOST
Toy Gençlik Derneği
Doğa Araştırmaları Derneği
Doğa Araştırmaları Derneği
Doğu Akdeniz Araştırma Derneği
Doğa Araştırmaları Derneği
Doğa Araştırmaları Derneği
Lorem ipsum dolor sit amet, consectetuer adipiscing elit. Aenean commodo ligula eget dolor. Aenean massa. Cum sociis
DirectorEnvironmental
Lorem ipsum dolor sit amet, consectetuer adipiscing elit. Aenean commodo ligula eget dolor. Aenean massa. Cum sociis
FounderEnvironmental
Lorem ipsum dolor sit amet, consectetuer adipiscing elit. Aenean commodo ligula eget dolor. Aenean massa. Cum sociis
CEOEnvironmental
2020 yılında AB Delegasyonundan aldığımız hibe ile yola çıktığımız projemiz hem bizlere hem derneklere çok şey kattı. 2018 yılında GEF-SGP desteği ile yaptığımız Güçlü Sivil Toplum Etkin Doğa Koruma (GST-EDK) Projesinde kazandığımız deneyim, gördüğümüz ihtiyaçlar ile birlikte ülkemizde yerel de sivil toplumun güçlendirme ihtiyacı, mevcut komisyonlardaki katılımdaki yetersizlik ve iletişim kopukluğumuz gibi bizlerinde mustarip olduğu temel sorunları gündeme aldık. GST-EDK
“Tiny house” olarak literatüre girmiş olan küçük evler minimal yaşam tarzını yansıtan, dolayısıyla geleneksel konutlardan daha küçük alanlarda yaşama imkanı sunan yapılardır. Dünya çapındaki karşılığına bakıldığında bu yapıların 37 m² (400 ft²) kapalı taban alanını geçmeyen sabit veya taşınabilir nitelikte yapılar olduğu görülmektedir (Shearer ve ark., 2018). Mobil olan küçük evler için Karayolları Trafik Yönetmeliği’ne (1997) göre yapı genişliğinde 2.55
Kaş’ın bağrını delecek Finike-Demre-Kaş “duble yol” projesi içinde yeniden gündemde. Konu ilk olarak 2017 yılında Kaş-Kalkan bölünmüş yol projesi olarak karşımıza çıkmıştı. Kaş-Kalkan arasındaki sadece 28,7 km lik bu otoyol projesinde “Yol”, Kaş’ın deniz gören yamaçlarından, arkeolojik ve doğal sit alanlarının kiminin üstünden kiminin altından geçecek şekilde, örneğin Kaputaş kanyonu 1. Derece Doğal Sit alanı esasen, halk deyimiyle “çivi bile
Doğa Araştırmaları Derneğinin “Doğaya Güç Kat” adıyla yürüttüğü ve farklı alanlardan birçok Sivil Toplum Örgütünün bileşeni olduğu Ağa son üye olan derneklerden birisiyiz. Bartın Pedaldaşlar Bisiklet Kulübü Derneği ile projenin son aşamasında dahil olduğumuz yapıda kısa sürede çok şey öğrendik. Bartın’da yürüyen doğa koruma ve çevre mücadelelerinin, ki bunun başında Amasra’ya yıllardır yapılması planlana, hukukun arkasından dolanılan ve özünde nasıl
Kanada’nın Montreal kentinde gerçekleştirilen Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi 15. Taraftarları Konferansı (COP15), 2023 hedefli bir anlaşma yoluyla hem biyolojik çeşitlilik kaybını önlemek hem de yaşam destek sistemlerimizi kurtarmak için belki de bir daha ele geçiremeyeceğimiz bir fırsat sundu. 5-19 Aralık 2022 tarihleri arasında Montreal’de düzenlenen BM Biyoçeşitlilik Sözleşmesi 15. Taraflar Konferansı’nın (#COP15) kapanışında kabul edilen “Kunming-Montreal Küresel Biyoçeşitlilik Çerçevesi”, dünyadaki doğa
Biyoçeşitlilik nedir? Biyoçeşitlilik terimi, tek hücreli bakterilerden hektarlarca uzanan ormanlara kadar dünyamız üzerinde mevcut tüm canlı formlarını kapsar. Bütün bu canlılık birbirine tutunmuş şekilde bir ağ içerisinde var olur. İnsan odaklı bakınca önemini göremediğimiz bazı parçaları bu ağdan çektiğimizde ise tüm yapının sağlamlığının bozulduğunu, yavaş yavaş üzerimize çöktüğünü görürüz. “Biyoçeşitlilik kaybı” olarak adlandırdığımız, sürdürülebilir geleceğimiz için en büyük tehdit durumu
Akdeniz Tatlı Su Ekosistemleri İçin Donörler Girişimi (DIMFE) desteği ile başlattığımız “Balıkdamı Sulak Alanı’nda Doğa Temelli Çözümlerle Herkes İçin Sürdürülebilir Su” Projesi kapsamında Doğaya Güç Kat Ağı Yürütme Kurulu 30 Temmuz tarihinde Balıkdamı Sulak Alanı’nda arazi gezisi yaptı. İklim değişikliğinden en fazla etkilenen habitatlardan olan sulak alanlarıma iyi bir örnek olan bu alanda sorunlar yerinde görülmüş oldu. Yanlış su yönetimi
Son zamanlarda hepimizin önüne “Akdeniz’de balina” haberleri düşmüştür. Özellikle haziran ayı boyunca ülkemizin gündemi meşgul eden bu haberler vatandaşlarımız için oldukça ilgi çekici, merak uyandırıcı idi. Sürekli olarak belgesellerde gördükleri bu balinaların canlısıyla “evlerinin” önünde karşılaşıyorlardı. Evet Kaşalot balinaları Akdeniz’deydi. Birçok insan için şaşırtıcı olsa da Kaşalot balinaları bu bölgeye yeni gelmemişlerdi. Ülkemiz sularında özellikle Kaş – Fethiye arasında belli
Ormanlarımız; toprağımızın, suyumuzun, havamızın kısacası geleceğimizin garantisi! Bu nedenledir ki Anayasamızın 169’uncu maddesinin 2’nci fıkrası ile Devlet ormanlarının mülkiyetinin devrolunamayacağı, devlet ormanlarının devletçe yönetileceği ve işletileceği; ormanların zamanaşımı ile mülk edinilemeyeceği ve kamu yararı dışında irtifak hakkına konu olamayacağı hükme bağlanmıştır. Bu hükme rağmen Orman Kanunu’nun 16, 17, 18 maddelerin uygulanmasına ilişkin çıkarılan yönetmeliklerinde “Kamu yararı ve zaruret bulunması halinde”
Bulunduğu bölgenin su rejimini ve iklimini düzenleyen Van Gölü, ülkemizin en büyük gölü. Küresel iklim değişikliğinin kontrolüne katkı sağlıyor, sunduğu katma değerle ve turizm imkanlarıyla bölge ve ülke ekonomisine önemli katkılar sağlıyor, gelecekte bu katkının çok daha yüksek düzeyde olacağı bekleniyor. Van Gölü Havzası’nda Van Gölü dahil, irili ufaklı 36 doğal sulak alan bulunuyor. Ramsar Sözleşmesi tarafından “Uluslararası Önem Sahip
Doğaya Güç Kat Projesinden haber almak için e-bülten üyeliğinizi onaylayabilirsiniz.
Kişisel verileriniz, Aydınlatma Metni ve Rıza Beyanı kapsamında işlenmektedir. Formu doldurarak Aydınlatma Metni‘ni okuduğunuzu ve kabul ettiğinizi onaylıyorsunuz.
Doğaya Güç Kat Projesi, Türkiye’de yerel düzeyde çevre ve doğa koruma alanında faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarının karar verme süreçlerine katılımını artırarak sivil toplum ve aktif vatandaşlığın güçlendirilmesine katkıda bulunmak hedefiyle Avrupa Birliği tarafından desteklenmektedir.
Copyright © 2020.